Tasarım Yarışmaları Portal’ını açtığımızdan beri, yayınlarımızda en çok fikri ve sinai haklar kavramlarında tartışmalar yapıldı. Tasarım üzerine emek veren her insanın öncelikle haklarını öğrenmesini, haklarını koruyabilmesi için en büyük adım olarak gördük. Bu konuda uzun zamandır görüşmek istediğimiz ve bu alandaki etkin çalışmaları ile tanınan İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Ticaret Hukuku Öğretim Üyesi Prof.Dr. Tekin Memiş‘in uzman görüşlerini sizlerle paylaşmaktan onur duyuyoruz.
TY. Hak kavramı ne demektir? Fikri Mülkiyet ve Sinai Hak ne demektir?
TM. Hukuk sistemimizde hak, hukuk düzeninin kişilere tanıdığı ve koruma altına aldığı yetkiler olarak tanımlanır. Hukuk sistemimizde emek korunur. Emeği koruyan hükümler, genel hükümler arasında yer alır. Fikri ve Sınai hak kavramı ise, kişinin özgün ve yaratıcı faaliyetlerine hukukun tanıdığı korumadır. Hukuk sisteminin tanıdığı bu haklar, diğer haklarla karşılaştırıldığında, diğer bir deyişle emek ile karşılaştırıldığında daha güçlü bir korumaya kavuşturulmuştur. Bunun sebebi ise, toplumsal kalkınmanın ve ilerlemenin anahtarı fikri ve sınai haklar olmasındandır. Buna bir örnek olarak hepimizin elinde taşıdığı yeni model bir akıllı cep telefonu örnek olarak verilebilir. Bu telefon, malzeme itibariyle çok cüzi bir beadle satın alınabilir. Buna karşın içinde kullanılan teknoloji, yazılım ve tasarımı nedeniyle malzeme fiytının 15-20 katı bedelle satılabilmektedir. İşte burada ilave fiyat farkı, fikri haklardan doğmaktadır.
TY. Fikri Mülkiyet hakkı nasıl yaratılır?
TM. Fikri mülkiyet hakkı, esasen yaratıcı düşüncenin ortaya çıkarılması ile kendiliğinden doğar. Ancak fikri hakkın türüne göre, bu hakkın özel korumalardan faydalanabilmesi için bazen özel sicillerine kaydı da gerekir. Patent, faydalı model ve tasarımın sicile tescili özel bir önem taşır ve sicilden once piyasaya ürünün sürülmesi, yenilik vasfını ortadan kaldıracağı için artık özel korumadan yararlanamaz. Bu nedenle patent, faydalı model ve tasarımın once tescil edilmesi önemlidir.
TY. Bir tasarım, kanun hükmünde kararname ile nasıl korunur? Patent nedir, ne işe yarar?
TM. Tasarımların korunması için Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname çıkarılmıştır. Böylece, Türk Patent Enstitüsünde tescil edilen tasarımlar, özel bir korumaya kavuşturulmuştur.
Patent ise, sanayiyeye uygulanabilen, buluş basamağı şartını gerçekleştiren ve yeni buluşlara verilen belge ya da daha geniş anlamı ile sağlanan koruma olarak tanımlanabilir. Buluş, sahibine 20 yıl boyunca buluşu üzerinde tekel hakkı sağlar. Bu durum da buluş sahibinin menfaatlerini korumaya elverişli bir süredir. Buluş sahibi, patent belgesi ile haklarını daha etkin koruma imkanına kavuşur. Buluşun taklitleri ve benzerlerinin de başkaları tarafından üretilmesini engeller.
TY. Tasarım ve hukuk kültürleri arasında terminolojik ve kavramsal olarak ne gibi sorunlar var? Sizce nasıl aşılabilir?
TM. Tasarımın korunmasında hukuki bakımdan ortaya çıkan bazı zorluklar bulunmaktadır. Bir tasarım, aynen bir başkası tarafından kullanılıyor ise bu halde, sorun daha kolay çözümlenir. Tescilli bir tasarımın kullanılması hukuka aykırı sayılır. Buna karşın tasarımlar arasındaki benzerlik incelemesi ise daha zordur. Benziyor ama nasıl ve ne kadar? Bu sorunun cevabı pek de kolay değildir.
Ancak biz hukukçuların fikri hukukta kullandığı bir kaç kavram sanırım burada da bize yol gösterebilir. Bu kavramlardan ilki, esinlenme diğeri ise intihaldir. Esinlenme, her sanatçının eserini üretirken az ya da çok diğer sanatçının eserlerinden etkilenerek meydana getirmesidir. Esinlenme, tasarım hukukunda da mazur görülebilir. Buna karşın intihal ise bir başkasının fikri ürününü aynen ya da çok büyük ölçüde kopyalanmasıdır.
Bu gri alanda, hukukçularla tasarımcılar birlikte birbirleri ile konuşarak bir sonuca ulaşmalıdırlar. Zira bu konu, sadece birinin çözebileceği ya da karara bağlayabileceği bir olay değildir.
Ülkemizde tasarım konusunda yaşanan büyük sorunlardan biri de yeni olmayan, diğer bir tabirle harcı alem ürünlerin de tasarım tescilinin yaptırılmasıdır. Tasarım tescilinde, bir inceleme aşaması olmadığı için yüzyıllardır kullanılan klasik bardaklar, kovalar ya da süpürgeler dahi tasarım tesciline konu edilebilmektedir. Bu noktada tescili yapan ofisler de bu kimseleri uyarmamaktadır. İşin esasında çoğu kez kötüniyetli olarak yapılan bu tesciller, mahkemelerde iptal edilmekte, ancak nihayetinde tasarım tescilinin güvenilirliğini de zedeleyebilmektedir.
TY. Tasarımcılar, fikirlerini korumak adına ne gibi adımlar almalı? En basit koruma yöntemi nedir?
TM. Öncelikle tescil ettirmeliler. Tescil ettirmeden kamuya sunmamalılar ve işverene dahi vermemelidirler. Zira tescilden önce kullanım, yenilik vasfını ve sonrasında tescil imkanını da ortadan kaldırır. Çok zor durumlarda ve acil hallerde tasarımlar, gizlilik sözleşmeleri ile işverene teslim edilmelidir. Zira fikri ürünlerin en temel özelliği, ortaya çıkarılmasının zorluğu buna karşın kopyalanmasının kolaylığıdır.
Bir tasarımcı, tasarımını tescil ettirmez ya da ettiremez ise en azından tasarımının kendisine ait olduğunu belgelemelidir. Elektronik ortamda tasarım örneği gönderilecek ise hiç olmaz ise elektronik imza ile gönderilmelidir. Bu hallerde özel korumadan yararlanamasa bile hiç olmazsa genel hükümlere (haksız rekabet hükümlerine) göre korunabilir.
TY. Tasarım yarışmalarında fikri ve tasarım hakları nasıl korunmalı?
TM. Burada da bir yukarıdaki soruya verdiğim cevap geçerlidir. Ya once tescil ya da gizlilik sözleşmesi ile tasarım teslim edilmelidir. Bu konuda gizlilik taahhüdünde bulunulmayan yarışmalara mümkün olduğunca katılınmamalıdır.
TY. Tasarımın çalınmasının ne gibi bir cezası vardır? Çalınan eser farkedildiginde ne yapmalı?
TM. Tasarımın çalındığında tazminat davaları ve haksız rekabet varsa bu durumda ceza davaları da söz konusu olabilir. Böyle bir durum varsa, mutlaka hakkın aranmasını tavsiye ediyorum. Zira hak aranmadığı sürece, bu durum bir kanıksanacak ve tasarımı haksız kullananlar cesaretlendirilecektir.
TY. Hakların korunması için nasıl bir süreç izlenmesi gerekiyor? Kime başvurmak lazım?
TM. Hakkın bir başkası tarafından haksız olarak kullanılmasından önce ve kullanımdan sonra olarak ikiye ayrılması gerekir. Aslında genel itibariyle hak sahiplerinin odaklandığı husus, hakkın ihlalinden sonraki aşamadır. Oysa, adeta önleyici hekimlik gibi, tasarımcıların önceden hukuk desteğini yanlarına almaları ve hukukun tavsiyelerine uymaları daha önemlidir.
TY. Tasarım tescilinin sağlanması için hangi şartlar aranıyor? Bunlar nasıl ispat ediliyor?
TM. Tasarım tescili için, tasarımın yeni olması ve ayırt edcilik vasfına sahip olması gerekir. Bu özellikler yoksa tasarımın tescili de mümkün değildir. Tasarımcıya seçenek özgürlüğü bırakmayan tasarımlar tescil edilemez.
Bir tasarımın aynısı, başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni sayılır. Yenilik bu anlamda, tasarımın önceki tasarım veya tasarımlarla aynı olup olmaması ve daha önce kamuya sunulmuş olup olmaması açısından iki unsuru içerir. “Aynı olma” birinci şarttır; sadece küçük ayrıntılardaki fark ayniyete engel olmaz; yani, tescili talep edilen tasarım, önceki tasarımlardan küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa, “aynı” kabul edilecektir.
Hukukumuzda, tasarımlar açısından dünya çapında yenilik (mutlak yenilik) aranmıştır. Bu nedenle, daha önce dünyanın herhangi bir yerinde bilinen, yani yayın ve satış gibi herhangi bir yolla kamuya sunulmuş olan bir tasarım da artık Türkiye’de yeni kabul edilmez.
554 sayılı KHK m.7, f.1’e göre ise bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim ile diğer bir tasarımın böyle bir kullanıcıda bıraktığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılık bulunması halinde, o tasarım ayırt edicilik niteliğine sahip kabul edilir. Görüldüğü üzere, ayırt edicilik niteliğinin varlığı açısından, genel izlenimde belirgin bir farklılık aranmaktadır.
Genel izlenimdeki belirgin farklılık değerlendirmesi ise bilgilenmiş kullanıcı gözüyle yapılacaktır. Bilgilenmiş kullanıcı, dikkatsiz ve tasarım uzmanı düzeyinde bilgiye sahip olmayan bir kullanıcıdır. Bilgilenmiş kullanıcı, sıradan bir kullanıcının gözden kaçırabileceği ayrıntıları fark eder. Kısacası, bilgilenmiş kullanıcı, ne dikkatsiz bir kullanıcıdır, ne de uzmandır. Bilgilenmiş kullanıcı, dikkatli ve deneyimli bir kullanıcıdır.
TY. Genç profesyonellere ve tasarımcılara, hem kendi hukuki hakları, hem de etik kurallar adına nasıl bir tavsiye vermek istersiniz?
TM. Şunu tavsiye edebilirim. Ahmet Haşim’in Frankfurt Seyahatnamesi isimli kitabında Almanlara ilişkin bir notu vardır. Der ki: Bu Almanlar çok garip bir millet. Bir kapıda cennet yazsa diğerinde cennet hakkında konferans yazsa, Almanlar cennete gitmez, önce cennet hakkında konferansa giderler.
Bu notu sizlere aktarmamın nedeni şu: Kendi haklarınız konusunda bilgi sahibi olun. Hukuk sistemi, sizi ve fikri ürününüzü nasıl korumaktadır, bunları öğrenin. Ayrıca lütfen hakkınızı arayın. Tasarımınızı yaparken bir yerlerden esinlenebilirsiniz ama asla intihale gitmeyin. Zira düzgünlük ve dürüstlük her zaman kazanacaktır.
Sevgili Prof.Dr. Tekin Memiş’e bizi aydınlattığı için çok teşekkür ederiz. Tasarımlarımız ve haklarımız konusunda bilinçli olmamız, uzun bir süreç içerisinde kaliteli tasarımlar ile hep birlikte kazanmamız anlamını taşıyor.
*Bu önemli konudaki söyleşimizde geçen konular ile ilgili soru, görüş ve yorumlarınızı sayfamızda lütfen belirtiniz.
yani neymiş; tasarım portallarının yorum kısmına giydirerek tasarım hakları korunmuyormuş değil mi 🙂