İMMİB Endüstriyel tasarım yarışmaları 2013 kapsamında dereceye giren tasarımlara ve tasarımcılara ödülleri verildi. Bu sene elektrikli küçük aletler kategorisinin kazananları ve projeleri aşağıdaki gibi oldu.
Profesyonel Kategorisi
Birincilik Ödülü: Ceren Demirağaç
Püf
Püf mini buharlı ütü; ütü kullanmakta zorlanan yaşlı veya engelli bireyler için düşünülmüş fakat herkesin kullanabileceği, avuç içine sığacak boyutlarda tasarlanmış mini bir ütüdür. Ürün öncelikle bileğinde ya da parmaklarında eklem ağrısı çeken veya güç kaybı yaşayan yaşlı bireyler ve parmaklarını belli oranda kullanamayan engelli bireyler için düşünülmüştür. Kullanıcı avuç içi kadar küçük olan yuvarlak ütüyü kulpundan tutarak veya elini tutma kulpunun altından geçirip avuç içine yerleştirerek ütüyü kolayca hareket ettirilebilir. Kulp kısmının iç kısmında alt tabanda ve üstünde sünger kauçuk malzeme bulunur. Bu sünger malzeme kulp içine geçirilen elin güç harcamadan ütüyü kavrayarak tutmasını ve hareket ettirebilmesini sağlar. Ana gövdesi yuvarlak, taban kısmı kare olan ütünün tabanındaki dört sivri kenarı sayesinde ütü, giysinin üzerinde kolay hareket etmektedir. Sıcaklık ayarı olmayan ütü sabit 180 derece sıcaklıkta anında çalışabilir ve her kumaşta kullanılabilir. Ürün yaşlı ve engelli bireylerin kullanımının dışında tatilde veya iş seyahatlerinde de kolayca kullanılabilir.
[divide style=”2″]
Mansiyon Ödülü: Seçil Tuna
Diffridge
Bu soğutucu tasarlanırken, fiziksel engelli bireylerin kendi içlerinde engel türlerine göre bazı gruplara ayrıldığı bilinmekle birlikte, hareket etmekte en çok zorluk yaşayan grup olan tekerlekli
sandalyeliler baz alınmıştır. Böylelikle onların rahat kullanabileceği ürünü diğer engelli grupları ve sağlıklı bireylerde rahatlıkla kullanabilecektir. Engelli türlerinden özellikle tekerlekli sandalyeli, yürüteçli ve koltuk değneklilerin karşılaştıkları en büyük sorunlardan; soğutucuya yanaşamama problemini ortadan kaldırma amacıyla, soğutucu en rahat kullanımın sağlandığı ergonomik kriterlere uygun ölçülerde duvara monte edilmektedir. Karşılaşılan diğer bir problem olan, mevcut soğutucu kapılarının açılıp – kapanırken taradığı alanın genişliği sebebiyle, bireylerin önünden çekilmelerini gerektirmesidir. Bu üründe kapı yukarı doğru açılarak hareket etme güçlüğüne çözüm getirilmektedir.
[divide style=”2″]
Öğrenci Kategorisi
Birincilik Ödülü: Burak Aykan
SenSafe
SenSafe, başta MS hastası ve görme engelli bireyler için tasarlanmış fakat herkesin kullanımına uygun bir ısı ayarlama armatürüdür. Suyun sıcaklığını suyu açmadan ayarlayabilmemiz için
tasarlanan SenSafe, büyük ölçüde his kayıpları yaşayan MS hastalarının kendilerini yakmayacak şekilde ideal sıcaklığı ayarlayabilmelerine olanak tanıyor. Ayrıca silikon ısı ayarlama aparatının ayarlanan sıcaklıkla içine dolan su sayesinde, görme engelli bireylerin suyu açmadan sıcaklığı hissetmelerine yardımcı oluyor.
[divide style=”2″]
İkincilik Ödülü: Utku Yanık
Cover
Cover yaşlıların, çocukların ve ihtiyacı olanlar için bireysel ısınma ihtiyacını karşılayan geleneksel çözümlere alternatif bir küçük ev aletidir. Genel ısıtmanın gerekli sıcaklığı sağladığı durumlarda bile çocuklar, yaşlılar belirli bir hastalık geçiren insanlar ayrıca bir ısınmaya ihtiyaç duyar. Ve bu ihtiyacını genel olarak örtünme, bir objeyi ısıtmak, sıcak su torbası ya da çeşitli küçük ev aletlerinin sıcaklığıyla sağlarlar. Fakat, bu yöntemlerin çeşitli kazalara, yaralanmalara ve bir takım zorluklara neden olduğu görülmektedir. Ürün şarj cihazıyla şarj olarak kablosuz olarak kullanıma olanak sağlıyor. Ürünün üstündeki nanoteknolojik kumaş kaplı tel ile oluşmuş çizgiler belirli sıcak aralarında renk değiştirerek ürünü bütünüyle bir arayüz yapıyor. Modüllerde oluşan üçgen piramit yapı sayesinde, elimizle temas ettiğimiz yüzey soğuk kalırken; ürünün içindeki sıcaklığı sağlayan elektronik aksam da modülün boşlukları sayesinde soğumayı
sağlayarak ürünün ömrünü uzatıyor. Ürünün PP kapsül kapsül ambalajı ile hem ürünün formundaki esnekliği anlatırken hem de ürünün gerekli parçalarını içerisinde muhafaza etmeyi sağlıyor.
[divide style=”2″]
Üçüncülük Ödülü: İbrahim Özen – Efkan Çetin
Babycom
Bebeklerin uyuma saatleri bebeğin gelişimi açısından önemlidir. Ancak bebekler uyurken, anne ve babalar devamlı bebeklerinin yanlarında durma ihtiyacı hissederler. Çünkü bebekler uyandıklarında yanlarında olmalıdırlar. Ancak bu durum, anne ve babanın işlerini aksatır. Bebekler uyandığında, acıktığında, altına yaptığında anne ve babasını ses çıkararak, çoğunlukla ağlayarak çağırırlar. “Babycom” telsiz gibi çalışarak, bebeğin seslerini anne ve babaya iletir. Anne ve baba alıcılardan birini bileklik olarak kullanırken diğer alıcıyı bebeğin yanına konumlandırır. Bileklik sesleri hem ses hem de titreşim olarak anne ve babaya iletilebilir. İşitme engelli anne ve babalar için kullanım olanağı sunar ve sesli – sessiz ortam gerektiren durumlarda da alternatif kullanım önerisi getirir. “Babycom”un kullanım modları sesli – titreşimli, sesli ve titreşimli modlardır. Titreşimli modlarda, sesin şiddetine göre titreşimin ritmi artar, azalır.
[divide style=”2″]
Mansiyon Ödülü: Süheyl Önal
Blind Explorer
Hayat engelli engelsiz herkes içindir. Gezmek, dolaşmak, yeni yerler keşfetmek her insanın hakkıdır. Bazen bazı engeller olur hayatta, ama hiçbir şey imkansız değildir. Görme engelliler bikdikleri yerlerde dolaşabilmelerine rağmen yeni yerler keşfetme konusunda zorluk çekiyorlar. Buna çözüm olarak önerilebilecek bu ürün yola çıkan görme engellinin başlangıç noktasını işaretliyor ve onu yol boyunca kaydediyor. Bitişe gelindiğinde sistem duruyor ve görme engelli başladığı noktaya dönmek istediğinde ona yolu tarif ederek kaybolmasını engelliyor ve evine geri dönmesini sağlıyor. Modern bir Hansel ile Gratel masalı esinlenmesi diyebiliriz bu ürün için.
Bana göre kazananların birçoğu yine traş.
İki senedir bıkmadılar gpsli bastona ödül vermekten. Yurtdışında senelerdir kullanılan bu ürünlerle aynı temele dayanan katılımcılara nasıl oluyor da ödül veriyorlar, ben anlamıyorum.
Benim bu yarışmalardan anladığım yenilikçi fikirler de sunmak ancak yine görünüyor ki birçoğu klişe fikirler üzerinde yükselen projeler ödül almış.
Tebrik edelim ne diyelim.
http://www.tasarimyarismalari.com/immib-endustriyel-tasarim-yarismalari-2013de-kazanan-isimler-belli-oldu/
sayın otorite fırat aydoğdu haşlar bak seni de 🙂
Tam anlamı ile ‘fiyasko’. Çalışmaların birçoğu önceki kazananların tekrarı. Emeklere yazık…
geçen sene öğrenci plastik birincisi ve metal üçüncüsüyüm ve bu yıl çakmalarımla gurur duyuyorum benim yolumdan giden beni örnek alan arkadaşlarıma buradan kucak dolusu sevgiler 😀
Adamlar senin çakmalarını yapıcak olsa aynı yarışmaya aynı ürünü bir sonraki sene yollamaz . Bence kimsenin üründen haberi yok ki farklı sanıp yollamışlar .
Bir diğer bakış açısı da immib’ in geçmişinde olan bir ürünü senin (ahmet) yollamış olman ile aynı sebepler de olabilir aklın yolu bir sen de görmedim etmedim demişsindir muhakkak.birde öyle düşün
+ burada ”çakmalarım” dediğin ürünlerin düşünce ortaklığı olabilir ama farklılık var ki JÜRİ seçim yapmış,
o zaman senin nazarında jüride beş para etmez böyledir büyük ihtimalle…
öyle bir ütüyle kıyafetleri nasıl ütülemeyi düşünmüşler çok merak ediyorum ,hele hele bayağı buruşmuş bir kıyafeti,düğme aralarını falan biraz düşündürdü beni…
Bu yarışmada bu sene jüri üyeliği yaptığım için rahatlıkla söyleyebilirim ki, jürinin iyi projelere ödül vermesi için ortada iyi proje olması lazım. Katılanlar sürekli bu nasıl seçmişler demek yerine, oturup daha iyi nasıl proje çıkarırız diye düşünürseniz zaten olay çözülür.
Ayça Hanım,bence çok yanlış düşünüyorsunuz ama; diyelim ki dediğiniz gibi iyi proje yok,ama yine de tüm kategorilerde ödül verildi,önümüzdeki yıl katılacak olanlar bu yıl ki kazananlara bakarak madem bu projeler ödül alıyor,ben de alırım diye düşünmezler mi?Bir anlamda seneye katılacak insanlar teşvik etmiş olmaz mısınız?.yarışmaya daha çok katılım sağlanır, bu sayede daha iyi proje çıkma ihtimali yükselir.
ayça hanım, madem jüri üyesisiniz lütfen bir daha ki sefere zahmet edip projeleri google görsellerde aratın, bazılarının tıpatıp aynısı olduğunu göreceksiniz. Ayrıca bir ODTÜ lü olarak size soruyorum, profesyoneller bu kadar mı kötüydü ki ne ergonomi ne de pratik olarak uygun olmayan bir ütü açık ara birinci oluyor da ondan sonrası mansiyondu?
üzgünüm ama bu işin içinden “Katılanlar sürekli bu nasıl seçmişler demek yerine, oturup daha iyi nasıl proje çıkarırız diye düşünürseniz zaten olay çözülür.” diyerek sıyrılamazsınız. İğneyi başkalarına, çuvaldızı kendinize batırmanızı tavsiye ederim. Senelerdir aynı ürünlerin bir değişiklerine ödül verilerek de jüri olunmuyor, kusura bakmayın.
Tasarımcılık, yarışmalar sonucu o kadar yozlaştırıldı ki yakında ” Türkiye Tasarımcısını seçiyor ” ,” Tasarımcısınız Türkiye ” veya ” Survivor Tasarımcılar Adada ” bakalım doğal malzemeler ile neler yapıp adada hayatta kalacaklar gibi showlar hayal değil .
Bu bitmek tükenmek bilmeyen ve sürekli takdir edilmedikçe ayakta duramayan tasarımcı egosu bir gün bu mesleği öylesine basitleştiricek ki ” Yeni ütülerimizi Seda Sayan tasarladı hüloo” diye reklamlar görücez . (Aaa bir dakika yoksa gördüm mü öyle birşey :D)
Tasarım illa yapılacaksa kafanızdakini yapın ve kendi eserim diye sergileyin ve bundan keyif alın hepsi bu . Kimsenin kimseye bişey beğendirmeye ihtiyacı yok
Picasso’nun acaba bunu beğenirler mi ya dur şu balığı düzgün çizim dediğini düşünün . Şu anda tartıştımız tamda budur .
İmmib in geçmiş yıllardaki kazanan tasarımlarının kalitesi için bir şey demek istemiyorum ama bu senenin teması “Engelliler, Yaşlılar ve Çocuklar İçin Tasarım” şeklindeydi herkese hatırlatmak isterim.
Şimdiye kadar İmmib e proje hazırlayabilme motivasyonunu kendisinde bulamayan birisi olarak son 2 yılın teması fazlasıyla anlamlı geldi ve projemin hayata geçebilmesi ümidiyle bu üründen faydalanabilecek ENGELLİ İNSANLARI düşünerek ilk projemi yapabildim ve mansiyon aldım (tabi ki de memnun değilim)
Önceki yıllarda bu yarışma için “eee sallamışım niteliği gelsin paracıklar” zihniyetinde olan arkadaşlar vardı ama “yeterince sağlıklı ve şanslı bir yaşam sürebilirsem eğer” yaşlandığımda bir tekerlekli sandalyeyle tanışıp iyi arkadaş olmak zorunda kalacağımı çok iyi biliyorum.
Bu bilinçte olamamış arkadaşların taktir edilmiş olmaları şanssızlık olmuş ancak bu sene katılımcılar da juri de biraz daha konuya hakim olmuştur diye düşünüyorum.
Saygılar.
Eğer insanlar yarışmalara katılıyorlarsa ” yapılan tasarımın fark edilmesi ve bunun karşılığında ödül yada taktir alabilmek ” ana sebeplerden bitanesidir – ki bunda eleştirilecek birşey göremiyorum, bu bir teşvik yöntemidir ve bu şekilde kendine yol belirleyen öğrenci arkadaşlar var. Zaten bir obje, ürün tasarlayıp çeşitli blog sitelerinde tadını çıkaran çok arkadaşımız var, yarışmaya sırf bunun için katılmak gerçekten çok stresli ve enteresan olurdu sanırım.
Ancak burada tartışılması gereken İMMİB, Mosder v.b tasarım yarışmaların seçilen sonuçlarının gerçekten ” tasarım değerinin olmaması “, ” birbirinin aynısı tasarımların seçilmesi ” ve ” halihazırda uluslararası tasarım sitelerinde yayınlanmış ya da yurt dışında üretilen ürünlerin burada ödül kazanabiliyor olması ” gibi konulardır. Hele ki bildiğim kadarıyla 2 yarışmadır öncesinde önemli isimlerle workshoplar yaptırdığınızda sonuçların bu şekilde olmaması gerekir.
Bence eleştirilecek olan ve 2. paragrafda yanlış gördüğünüz noktalar tamda belirtmeye çalıştığım gibi bu kadar insanın takdire aç olmasından kaynaklanmaktadır . Birşeye ihtiyacın varsa çaba gösterirsin . Diğer insanlar tarafından bu kadar beğenilme ihtiyacı duyan bir tasarımcı gürühun en sonunda genel olarak beğenildiğini düşündüğü yolları seçerek ” Risk almiyim ” demesi ve tamda tariflediniz tipte ürünlerle katılım yapması çok normaldir . Daha fazla takdir ve ödül daha fazla programlanmış davranışlar , iyi tasarımın değil ödülün kendisinin hedeflendiği stratejiler ve beraberinde hep daha fazla benzer ürünü karşınıza getirecektir .
Ayça Güven hanıma,
İki senedir gpsli baston seçen bir jüride olup da bu duruma şerh koymayan (koydunuz mu koymadınız mı bilmiyorum ancak kazanan olduğu için koyulmadığını düşünüyorum herhangi biri tarafından) birinin bize ‘seçilmek için güzel projeler olması gerek’ diye akıl vermesini ben ciddiye almam.
https://www.google.com.tr/#sclient=psy-ab&q=walking+stick+with+gps&oq=walking+stick+with+g&gs_l=hp.3.0.0i19l3j0i30i19.602.5080.0.5941.20.13.0.6.6.1.722.2939.0j8j3j1j6-1.13.0…0.0.0..1c.1.17.psy-ab.op1Mr0x2j9E&pbx=1&bav=on.2,or.r_cp.r_qf.&bvm=bv.48572450,d.Yms&fp=594a95d4866f8ce8&biw=1920&bih=1019
Buyrun bakın, ilgili aramayı sizin için yaptım. Tarihle arama yaptığımda 2010 senesinde bile bu ürünün kullanıldığını gördüm, Google’ın patentlerinde arama yaparsanız orada da patent alan birkaç proje olduğunu göreceksiniz. Görsellere bakın, kazanan projeden hem fikir hem de görsel kalite olarak daha güzel projeler var. Kazanan arkadaş kusura bakmasın onun üzerinden gidiyorum sürekli ancak hiçbir şekilde aklım havsalam almıyor iki sene ard arda nasıl kazanıyor böyle projeler.
Bu yarışmalar, kişinin mesleki tatminini de sağlayan şeyler sonuçta. Kazanmış olmanın verdiği bir doping etkisi olacaktır ve benim büyük tepkim de buna. Ürünlerdeki ergonomi, görsel sunum kalitesi gibi konulara hiç girmiyorum. Ekran görüntüsü alarak pafta yapılacak sanıyorum bir sonraki yarışmalarda.
Önümüzdeki sene reddot finalistlerinden proje araklayarak gireyim madem kimse kontrol etmiyor bu var mı yok mu diye.
tabanı kare olan ütünün ,dört sivri kenarı sayesinde kırışklıkları ütüleme fikri oldukca inovatifmiş 🙂
bence kazanan fikirlerin kullanışlı olup olmadığını engeli,yaşlı insanlara sormak lazım..
engelli ve yaşlılara gerek yok o ütüyü en genç ve dinç olanlarımız bile kullanamaz
ben odtülülerin yaptıgı diğer çalışmaları merk etmekteyim bütün tasarımların basıldığı katalog gelseya artık 🙂
katalog tahmininzce nezaman gelir acep?
yank design a bakarsan büyük bir kısmını görürsün zaten, ordan devşirip devşirip önümüze koyuyorlar.
yanko design demek istedin galiba neyse… bir iş bulabilmişsen yada biri sana günün birinde iş verecekse eğer git yönetici kadrosuna bak odtülüyü göreceksin sonra sor bakalım sadece devşirmeyle oluyor mu bu işler… yok kendi işimi kurarım dersen de anlatabiliriz 🙂
hımm, anlıyorum. tabi bizim ülkemizde bir iki yabancı dil bilip bir de tanıdık çaktın mı yönetici olabiliyorsun onuda unutmamak lazım. Ayrıca benim problemim odtülü, itülü, şunla bunla değil, benim problemim bu tür yarışmalarda haksızlığın ayyuka çıkmasıdır.
aa dersen ki ” benim okuluma ayakkabıyla bastılar, biz tasarımı sizden öğrenecek değiliz ” sen bilirsin tabi diyecek bişeyim yok.
o tarz yöneticilerden bahsetmediğimi sende biliyorsun bence. bir noktada anlaşacağız evet tasarım kalitesi yüksek değil maalesef ve “ben bunu yaptım ve ödül aldım” deme cesaretini kendinde bulamayan çakma tasarımcılar var evet. ama son cümlen keşke iğreti uyandıran bir yanılsama olmasaydı…
Şu kadar söyliyim, bir kişinin yönetici olması onun iyi bir tasarımcı olmasını göstermez. Çünkü bizler mühendislik, işletme gibi bir dalda okumuyoruz/çalışmıyoruz. Bizlerin bulunduğu alan insanların hayatlarına aldıkları ürünlerin işlevsel, ergonomik ve çoğu zamanda insanların beğenilerine hitap edebilmesini sağlarız. Yönetici çoğu zaman sadece ” ben bunu nasıl ucuza getiririm, bunu nasıl daha fazla satarım ” diye düşünür. ( ki kendi tasarım ofislerini açmış olan tasarımcılardan bahsetmiyorum, ama onlar bile işleri büyüdükten sonra çok fazla tasarım işlerine bakmamaya başlarlar.) Bizim durumumuzda artık okulun bize verdikleriyle birlikte, bizim okuldan ve çevremizden ne kadar neyi alabildiğimiz de önemlidir. Yani ister odtülü ol, ister itü, ister marmaralı hatta medeniyet üniversitesinden ol, sen kendini ” tasarım alanında ” (sadece modelleyebilmekten bahsetmiyorum eskizleyebilme, 3d düşünebilme, konseptleri takip edebilme becerisi kazanmaktan bahsediyorum) geliştirebildiğin kadar tasarımcısındır.
” tabi bizim ülkemizde bir iki yabancı dil bilip bir de tanıdık çaktın mı yönetici olabiliyorsun onuda unutmamak lazım” bunu söylememin sebebi, şu anda türkiyedeki büyük firmaların aslında tasarımlarının çinden gelen kalıplara bağlı olduğunun farkında mısın? ya da vestel arçelik fln. televizyonda ” bakın ne kadar afili tasarım yapmışız kırmızılı mavili ” diye gösterdiğinde sadece tasarımın renkli buzdolabından ibaret olduğunu görüyor musun? ya da yukarda bir arkadaşımın da dediği gibi ” seda sayan bizim ürünleri tasarladı ” diye saçma sapan bir algı yaratıldığının farkında mısın? Ya da hepsini geç, türkiye de sene de ne kadar patent alınıyor ve diğer ülkeler ne kadar almış hiç kıyasına rastladın mı? Muhtemelen rastlamışsındır ve farkındasındır. Yani istersen yöneticilikte uzay ol, bir takım şeyler değişmeden 5 para etmiyor maalesef.
Velhasılı heralde köklerimizden yaldır yaldır gelen ” aha bu bizim köyden ben bunu işe alırım “, ” peh bu bilmem ne şehrinden bunlar çalışmazlar, adam değil onlar ” algısının günümüzde ” sizin okul, bizim okul, şu şirket, bu şirket ” halinde dönüşmesi belki de şu anda birbirimizden ayrışarak birbirimize tahammülsüz ve asla egolarımızı tatmin edemez hale getirdi. Benim hocalarım da ” sizin okulunuz köklü, sizin bölümünüz ilk ” diye bunun gazını çok verirler. Ancak dediğim gibi bir takım şartlar değişmeden, bu tür tasarım yarışmalarının gerçek tasarımlara ürün vermemesi ne sen odtülü kardeşim sana, ne de diğer okullardaki arkadaşlara sadece ağza çalınmış bir parmak baldan ötesi değildir.
(Niyetim sana kişisel olarak saldırmak değildi, mesele birtakım gerçeklerin okullu olmaktan daha farklı olmasıdır. Eğer seni kırdıysam da özür dilerim. )
Alınmak ve kırılmak mı? Hayır kesinlikle eleştiri ve karşı görüş benim mesleğim ve hayat tarzım, özverin ve samimiyetin için teşekkürler. Daha önceki yorumuna da bir noktada anlaşacağız demiştim şimdi de aynı düşünüyorum katıldığım noktalar var ve elbette “aslında düşünülmesi gereken bir de şu nokta var” gibi katılmadıklarım. Mesleğine olan saygını görebiliyorum ve bu herhangi bir okul ya da gruba ait olmandan ve neler yaptığından çok daha değerli bence. Kendi okulumdaki eğitim sisteminin eksikliklerini sürekli eleştiren biri olarak en iyi eğitimi almadığımdan eminim ancak “devşirme tasarım” yorumuna kayıtsız kalamazdım. Aramızda böyleleri kesinlikle yok diyemem ancak bu sıfatı böyle bir genelleme ile kabul edemem. Neyse… bu böyle uzar gider ve sırf tasarım diploması aldığı için kendisini tasarımcı sanan bazı arkadaşları konuya dahil etmiş oluruz…